Ölümcül Oyuncaklar Serisi İlk Film – Hiç Çekilmeseydi Daha İyiydi…

Filmin Adı : The Mortal Instruments: City of Bones

Türkçe Adı : Ölümcül Oyuncaklar: Kemikler Sehri

Yönetmen: Harald Zwart
Tür: Fantastik , Aksiyon , Macera
Ülke: ABD , Almanya

Dil: İngilizce

 

OYUNCULAR

Lily Collins – Clary Fray
Jamie Campbell Bower – Jace Wayland
Robert Sheehan – Simon Lewis
Kevin Zegers – Alec Lightwood
Jemima West – Isabelle Lightwood
Godfrey Gao – Magnus Bane
Lena Headey – Jocelyn Fray
Aidan Turner – Luke Garroway
Jonathan Rhys Meyers – Valentine Morgenstern

KONUSU : Clary Fray doğum günü için en yakın arkadaşı Simon ile birlikte gittiği bir gece kulübünde üç kişinin işlediği bir cinayete tanık olur. Ama işin garibi cinayeti sadece onun görmüş olmasıdır. Sonrasında diğer insanlara görünmeyen ama Clary’nin görebildiği bu kişilerle yüzleştiğinde Clary’nin habersiz olduğu geçmişi gün yüzüne çıkmaya başlar. Ancak bu arada annesi bir saldırı sonrası kaçırılınca Clary Gölge Avcıları adındaki bu gizemli birlikten yardım istemek zorunda kalır.

Aynı adlı kitap serisinden uyarlanmıştır. Seriyi inceleyen yazıma BURADAN ulaşabilirsiniz.

KİŞİSEL YORUM SERİ HAKKINDA SPOİLER İÇERİR: Film tam bir elek. Senaryosunda öyle kocaman boşluklar var ki her şey birbirine geçmiş durumda. O kadar ki karakterlerin adları bile ancak filmin çeyreği bittikten sonra telaffuz edilmeye başlanıyor. İsabel ve Alec’in kardeş olduklarını filmi izleyen hiç kimse tahmin edemez. Film daha çok Alec’in Jace’e olan duygularına yoğunlaşmış, kitapta da böyleydi ancak bunun ötesinde bir grup olarak bağlarını filmde hissedemiyorsunuz. Alec’in Jace’e verdiği değeri, İsabel’in hafifmeşrep havasını, Jace’in yaşadığı kişisel kimlik bunalımlarını filmde hissetmek mümkün değil. Düşünün Magnus Bane bile yeterince muzip değildi. 😛 Ki Magnus yaptığı esprilerle okuyucuları eğlendiren bir karakter ve Alec için çok önemli biri olacak ilerleyen kitaplarda bu yüzden Magnus üzerinde yeterince durulmadığına inanıyorum. Özellikle de Alec’i kurtarmaya geldiği sahnede bakışlarındaki yoğunluk hissedilmeliydi, Alec için hissettiği endişe bir şekilde yansımalıydı bence.

Ne Clary’nin merkezdeki eğitimine yer verilmiş, ne de olan bitenler hakkında yeterince bilgi verilmiş. Ayrıca filmi izleyenler sanmasınlar ki tek gölge avcıları Jace, Alec ve İsabel çünkü filmde böyle bir hava yaratılmış. Onlardan daha var ama eskisi kadar çok değiller. Filmin bir yere yetişmeye çalışırmış gibi ilerleyen acele senaryosu yüzünden film karman çorman olmuş. Simon’un müzik grubuna hiç yer verilmemiş mesela, Okla yaratığı hakladığı sahne tamamen çıkarılmış ki bu sahne gelecek kitaplar açısından sooooooon derece önemli ve Simon’un gelecekte grupta alacağı yer hakkında ip uçları veren bir sahne idi.

Karakterlere gelince bence Lily Collins Clary rolünde fena olmamasına rağmen yapması gereken 3 şey vardı, birincisi saçları daha açık kızıl olmalıydı, ikincisi biraz olsun yüzüne duygu yerleştirmeyi becerebilmeliydi ve lanet olsun biri şu kıza ağzını kapatmayı öğretsin! Bütün film boyunca ön dişlerini gösterecek şekilde dudaklar aralık bir şekilde oynadı ki baydı çok BAYDI! Böyle seksi olduğunu felan mı sanıyor bilmiyorum ama bana ebleh ebleh bakınan bir moronu anımsattı sadece 😛

Jamie Campbell Bower rol için iyi bir seçim olabilirmiş tabii karakterinn yaşadığı iç çatışmaları verselermiş. Yine de Jace için seçilebilecek bir oyuncu olmasına rağmen bana göre biraz yumuşak kalmış role. Jace bana göre daha kısa saçlı ve biraz daha iri, kaslı bir yapıya sahip kitaplar baz alındığında. Bu yüzden kalıp olarak Jace’i doldurmakta zayıf kaldığı görüşündeyim.

Robert Sheehan belki de bu filmin kadrosundaki en doğru kişi. Eğer biri Simon karakterini oynayabilecekse ancak bu eleman olabilirmiş gerçekten de. Hareketleri, sıradan olmasına rağmen gölge avcılarına laf sokma kabiliyeti ve Clary için sahip olduğu önemi yeterince işlenmemiş olmasına rağmen yine de kadro içinde kalbur üstü kalan bir seçim olmuş. İleride Simon daha cool hale geldikçe o karizmayı taşıyabilecek bir potansiyeli var.

Kevin Zegers Alec rolü için kısa kalmış olsa da bence bu eleman da rol için doğru bir seçim. Biraz daha kaprissiz ve duygularını yansıtacak şekilde oynasaydı 10 numara olacaktı ama oyunculuğunu geliştirmesi gerektiği görüşündeyim. Özellikle de Magnus onun mavi gözlerinin hatrına bilgi vermeyi kabul ettiğinde yüzünde beliren şaşkınlık ve ne yapacağını bilememe ifadesi çok daha iyi oynanmalıydı. Yine de Magnus gibi ben de mavi gözlerinin hatrına onu affediyorum, çalış çocuğum diyerek biraz kanaatten kırıyorum o kadar XD

Jemima West isabelle karakteri için gerçekten doğru bir seçim olmuş. Ancak belki de yönetmen yüzünden İsabel’in kitaplarda sahip olduğu o hafifmeşrep havadan uzak, sadece görev bilinciyle hareket eden birine dönüşmüş. İlginçtir kendisi Jace ve Alec’ten daha fazla ön plana çıkan dövüş sahnelerine sahipti. Özellikle de onun simgesi olan kırbacıyla yaptığı hareketleri çok beğendim.

Godfrey Gao maaaaaaalesef Magnus Bane’in sahip olduğu o muzip mizaçtan fersah fersah uzak bir performans sergilemiş. Belki de bunun nedeni senaryonun çok fazla oldu bittiye getirilmesiydi ancak Magnus’un sahip olduğu güç yeterince seyirciye yansıtılmamış bence. Tip olarak karaktere uyabilirdi kirli sakalı olmasaydı. Magnus daha uçarı giyinen, daha sofistike bir görünüşe sahip, cilalı ancak yakışıklı bir adam. Kirli sakalın yüzünde ne işi var çözebilmiş değilim?

Jonathan Rhys Meyers’ı Valentine Morgenstern olarak görmek benim için gerçekten büyük sürpriz oldu diyebilirim. Valentine’ın sahip olduğu o deli halleri, çılgın girişimleri ancak o çok iyi bir şekilde yansıtabilirdi. Ancak o da filmin senaryosuna kurban gitti. Gelişi de gidişi de öyle apar topar oldu ki onun varlığının Gölge Avcıları için ne demek olduğu bile yeterince anlaşılamadı. Ayrıca çocuklarının? da yeterince duygu yansıtamamaları özellikle de Jace’in ki kitaplarda babasına son derece düşkün biri olarak yansıtılıyor karakteri basitleştirdi gibi. Yine de Valentine için doğru bir seçim. Jace ve Clary ile aynı yaşta gibi görünse bile XD

10/5 Neden?

Çünkü bu filmin kimler için yapıldığını anlayamıyorum. Eğer seriyi tanıtıp hayran kazanmak için yapıldıysa çok çok yetersiz. Eğer serinin fanlarından yararlanmak için yapıldıysa böylesine eksik ve saçma bir filmle hiçbir şey elde edemezler. Zaten filmin 60 milyon dolar olduğu açıklanan bütçesine kıyasla film sadece 40 milyon dolar civarında bir hasılat elde edince serinin devam filminin Ekim ayında başlayacak olan çekimleri iptal edilmiş. Bence yerinde bir karar olmuş. Ya adam akıllı bir senaryo ortaya çıkarsınlar ya da bu işe hiç bulaşmasınlar biz de kitaplarımızla mutlu olalım. Herkes kendisine bir Harry Potter veya bir Alacakaranlık Serisi yaratma peşine düştü. Bu uğurda kim bilir kaç seri böyle dandik filmlerle sinemaya aktarılacak. Ama eminim tıpkı bu filmdeki gibi seyirci gereken cevabı verecektir : Bir keriz değiliz…

TRAILER

• Posted in: Kitap ♦ Sinema
• Tagged: Alec Lightwood, Ölümcül Oyuncaklar Serisi, Clary Fray, Film Yorumları, Godfrey Gao, Jace Wayland, Jaime Campbell Bower, Jemima West, Jonathan Rhys Meyers, Kevin Zegers, Lena Headey, Lily Collins, Magnus Bane, Robert Sheehan, The Mortal Instruments, İsabelle Lightwood