Darkangelhome

Kore Dizileri vs Japon Dizileri


Bu konu aslında uzun zamandır tartışılan bir konudur. Çünkü uzak doğudan çıkan dizi örneklerine bakıldığında Tayvan veya Çin dizilerinden ziyade Japon ve G.Kore dizileri öne çıkmakta. Dolayısıyla da bu kıyaslama ikisi arasında bolca yapılıyor. Gözlemlerime göre de kişi önce hangi ülkenin dizisini izlemişse o ülke dizilerine devam ediyor. Dolayısıyla ülkemizde ilk önce atağa kalkan Kore dizileri bu bakımdan açık ara öndeler. Bunun nedeni Goong serisi ile başlayıp Saraydaki Mücevher, Denizler İmparatorluğu ve Muhteşem Kraliçe dizileriyle devam eden diziler silsilesi elbette. TRT sayesinde uzak doğu dizilerine ilgi uyandı ama asıl ateşin büyümesini sağlayan internet oldu.

Uzakları yakın eden bu muhteşem teknoloji sayesinde biiir sürü online sitelerde Asya dizilerini türkçe alt yazılı olarak seyretme imkanı bulabileceğimiz bir ortama kavuştuk. İlgi arttıkça sitelerde, diziler de arttı, araştırmalar da ve sonunda Japon dizileri keşfedildi. Son zamanlarda özellikle Kore dizilerinde yaşanan doygunluktan da olabileceğini düşündüğüm nedenlerden Japon dizilerine ilgi artışı mevcut. Madem öyle iki ülkenin dizilerindeki belirgin farkları sıralayarak yeni izleyici kitlesini karşılacakları şeyler konusunda uyarmış olayım.

1 ) ÇEKİM TEKNİKLERİ

Kore yapımlarında özellikle ön plana çıkan şey canlı ve parlak renklerin kullanılmasıdır. Kaliteli bir çekimle bütün diziyi pırıl pırıl seyredersiniz. Oyuncular bir pembe dizinin ahengine sahiplerdir. İzlerken dizi izlediğinizin farkında olursunuz. Ama Japon dizileri çekimlerde daha çok soluk renkler kullanır. Karakterler bir masal diyarındaymış gibi değillerdir. Çok gerçekçi çekimler yapılır. Mesela Kore dizilerinde fakir kız ya da erkek bile iyi evlerde otururlar, üstelik çoğunun kendi evleridir. Ama japon dizilerinde minnacık kutu gibi stüdyo dairlerde yaşar insanlar, dizi ama dizide bile gerçekçilik terk edilmemiştir.

Kore dizilerinde genellikle ülkelerini kötü gösterecek örneklere yer vermezler. Ülkelerinin zayıflıklarını sergilemeyi istemezler. Oysa Japon dizilerinde bu adeta bangır bangırdır. İnsanımızın çoğu fakir olabilir ama hepimiz gururumuza sahip olduğumuz sürece hiçbirşeyin önemi yok felsefesi hakimdir dizilerine. Okullarını, eğitim sistemlerini eleştirirler, gençleri ve iş gücünü, dizi bir komedi dizisi bile olsa hep o gerçekler oradadır.

Ayrıca japon dizilerinde Kore dizilerinde pek rastlanmayan görsel efekt kullanımı boldur. Özellikle de bu bir komedi dizisiyse bol bol görsel efekt kullanılır. Hanazakari no Kimitachi e, Yamato Nadeshiko Shichi Henge, One Pound Gospel görsel efektin kullanıldığı sayabileceğim birkaç dizi.

2 ) KONU SEÇİMİ – SENARYO

Kore dizileri bu konuda çok daha geniş bir yelpazeye sahiptir. Özgün senaryolar ve konular bulmakta üstlerine yoktur. Japon dizilerinde ise durum tamamen farklı onlar çoğunlukla bir animeden veya mangadan uyarlanıyorlar. Beş diziden dördü manga veya anime uyarlaması anlayın artık. Ancak bu konuda çok çok başarılılar. Yukarıda adı geçen japon dizilerinin hepsinin manga uyarlaması olduğunu söylersem ne demek istediğini anlatabilirim herhalde. 🙂 Gerçi son zamanlarda Kore yapımcıları da bu başarılı japon dizilerine göz dikmiş durumdalar. Özellikle de Hana Yori Dango’dan uyarlanan Boys Over Flowers’in yakaladığı başarı ağızları sulandırmış görünüyor. Bu yıl ve önümüzdeki yıl japon dizilerinden uyarlanmak üzere seçilen dizilerden pek sevilen Zettai Kareshi ve Kimi Wa Petto başı çekenler oldular.

3 ) OYUNCULAR

Genel olarak Asyalılar kadınlarını güzel bulmuyorlar. Tipi biraz düzgün veya az biraz sevimliliği olan kadınlar hemen piyasaya çekiliyor. Çoğu zaten mankenlikten veya şarkıcılıktan gelme. Mesela BOF da Geum Jan Di’yi canlandıran Goo Hyo Seuk öyle aman aman bir kadın değil ama kocaman gözleri, sevimli tavırlarıyla kendine bir yer bulmuş. Ya da Hana Kimi’de Mizuki’yi canlandıran Horikita Maki de dümdüz bir vücuda ve kısa boyuna rağmen sevimliliğiyle baş rolleri kapıyor.

Erkekler ise hemen hepsi gerçekten çok yakışıklı. Uzak Doğu dizilerini erkekler kurtarıyor desek yalan olmaz. 😀 Çoğu şarkıcılık veya fotomodellikten gelme veya ünlü olduktan sonra çoğu şarkıcılığa da başlıyor. Korelilerden Kim Bum, T.O.P, Lee Hong Gi, Kim Hyun Joong örnek olabilir. Japonlara gelince onlarda şarkıcı olmayanını bulmak zor. 😀 Kat-Tun, NEWS ve Arashi gruplarından bir dizide oynamamış eleman bulamazsınız. Piyasada Johnnys ENT. ın büyük bir ağırlığı vardır.

Oyuncuların izlerken bunları göz önüne alıyoruz ama en önemli konu 2. madde ile birlikte değerlendirilmeleri gerektiği. Yani Kore dizilerinde oyuncular kendilerini daha fazla özgür buluyorlar, özgün karakterleri tamamen kendi insiyatiflerinde olan canlandırmalarla hayata geçiriyorlar. Mesela You’re Beautiful’da Tae Kyung karakterini canlandıran Jang Geun Suk göz devirmeleri, alaycı bakışları ve dudak bükmeleriyle karakteri şekillendirerek mükemmel kılmıştı. Çünkü bu alan onun oyun alanıydı.

Oysa japon dizilerinin çoğu uyarlama olması nedeniyle karakterin belirli kalıplara uyması gerektiğinden oyuncu da buna göre hareket etmek zorunda kalıyor. O karaktere hayat verdiği için onun gibi davranmalı, konuşmalı ve hayat vermeli. Oyuncuyu değerli kılan ne kadar gerçekçi ve inandırıcı canlandırdığıyla belli oluyor. Mesela One Pound Gospel’de Kamenashi Kazuya o kadar harika oynamıştır ki sanki anime hayat bulmuş gibidir. Aynı şeyi Hana Kimi dizisinin bütün kadrosu için rahatlıkla söyleyebilirim.

4 ) SOUNDTRACKLAR

Herhalde her iki ülkenin dizileri için de tek ortak nokta başarılı soundtracklara imza atmaları. O kadar güzel müzikler kullanılıyor ki diziyle bütünleşiyor ve ne zaman dinleseniz hemen dizi aklınıza geliyor. Bundaki en büyük etken tabii ki oyuncuların çoğunun şarkıcı olması ve dizinin tema parçasını da genellikle onların seslendirmesi. 😀

5 ) MÜSTEHCENLİK

Bu konuda Koreliler açık ara öndeler. Öpüşme ve hatta yatak sahnelerini büyük bir cesaretle canlandırıyorlar. Öpüşmeleri inandırıcı oluyor. Oysa japon dizileri bu konuda çok tutuklar ve kapalılar. Son yıllarda çekilen dizilerde öpüşme sahneleri biraz daha cesaret kazandıysa da hala bir çekingenlik söz konusu. Mesela dudaklar açılmadan öpüşme moda onlarda. Sadece dudakları birbirine dokunduruyorlar ve muhteşem bir final olması gereken öpücük yavanlaşıp önemini kaybediyor. Yatak sahneleri ise çok nadir. Ancak dediğim gibi özellikle son yıllarda cesaretleri epey arttı. Özellikle Yamapi cesur oyunuyla öne çıkıyor. Öpüşme sahnelerinde ve çıplaklıkta çekincesi yok. Çırılçıplak kamera karşısına geçen ender erkek oyunculardan. Kamenashi de son dizisinde poposunu erkeklerin ellemesine izin vermişti 😀 Tabii bunlar prime time dizileri için geçerli bütün dizileri için değil 😀 Bazı dizilerinde cesaret hak getire. Mesela (Men İdoru:İkamen Aidoru) İkemen İdol’ da her türlü öpüşme ve yatak sahnesini bulabilirsiniz.

54 Yorum

  1. her iki ülkenin dizilerini de seven biri olarak nedenlerimi şöyle açıklayabilirim. japon dizilerini sevme nedenim absürd, anime havasında ve eğlenceli olmaları. kore dizilerini ise insan ilişkilerini daha içten yansıttıkları ve daha etkileyici ve gerçekçi diyaloglara yer verdikleri için seviyorum. çekimler konusu malum, kore dizileri bu konuda açık ara önde bence. doramalarda atmosfer gerçekçi olsa da daha renkli ve aydınlık olabilirdi. özellikle de animeden uyarlanan ve fantastik öğeler içeren bu kadar yapım çekildiği için bana göre daha canlı renkler daha uygun düşerdi. oyunculuk olarak da dediklerine katılıyorum. jdramalarda daha çok anime/mangada yaratılan karakteri doğru bir şekilde yansıtma derdi var, kdramalarda ise oyuncu karakteri geliştirmek adına sonsuz imkana sahip. kore dizileri daha çok seyiriciyi olay örgüsüyle ekrana kilitleme derdindeyken, jdramalarda seyircinin beklentileri umursanmayabiliyor. mesela kdramalarda asıl çiftimiz mutlaka buluşup aşık kıvamına geliyor, jdramalarda başrol çifti birbirlerine bir suki dayo diyemeden dizi bitebiliyor (bkz: kurosagi) yani ben romantik bir şey izlemek istediğimde kdrama, bu tür beklentilere girmeden sadece eğlenmek istediğimde jdramaları tercih ediyorum.

    türkiye’de geçen de konuştuğumuz gibi daha çok kore dramalarına ilgi var, bunun nedeni hatun kısmına daha çok hitap etmeleri bence. bizim kafamızdaki kalıba daha çok onlar uyuyor ve beklentileri en çok onlar karşılıyor. kore filmleri genelde izleyiciyi şaşırtmayı sevse de, dramalarından birkaçını izleyen biri gidişatı kolayca tahmin edebiliyor. bu kötü gibi görünse de jdramalar bazen bekleneni vermediğinden sinir edebiliyor. 10 küsur bölüm boyunca kavuşmasını istediğiniz karakterlerin ilişkisi bir sonuca bağlanmadan dizi bitebiliyor.

    müzikler anlamında da kesinlikle muhteşemler. izlediğim her yapımın ardından günlerce soundtrack’i hatmediyorum. müstehcenlik olarak da şu kapalı öpüşme olayından geçen başka bir blogda bahsetmiştim. bana göre hiç öpüşmeseler daha iyi. hele bazı sahneler erkek oyuncu daha atak davranırken kızın zorla öpülüyormuş gibi bir izlenim yaratması, etkileyici bir sahneyi mahvedebiliyor. bu her iki ülkenin dizileri için geçerli bir durum.

    aman ne çok konuştum yahu, bir yazı da ben yazdım. işgal ettim kusura bakma^^

    • Ya niye kusura bakayım ki ne güzel konuşuyorus şurda 😀 Kdramalar aşkı daha iyi anlatıyorlar evet ama onları izlerken ben hep bir zamanlar izlediğimiz Yalan Rüzgarı veya Cesur ve Güzel tarzı dizileri anımsıyorum. Yani bazı türk dizilerinde rastlanabilecek dramlar bile kore dizilerinin içinde mevcut 😀 Yine de bu kadar salya sümük olaya rağmen insanlara hoş geliyorlar. Orjinal konular da bulmadıklarını söyleyemem kesinlikle ağlak bir dizi bile olsa en azından kendi ürünleri oluyor.

      Jdoromalarda ise hep çok farklı konular işleniyor. Özellikle çok sevilen mangalardan uyarlandıkları için zaten dizinin neyi işleyeceğini önceden biliyor ve beklentilerinizi buna göre ayarlayabiliyorsunuz. Zaten Jdromaların başlı başına Kdormalardan farkı burada. Onlar seyircinin “beklentilerini” karşılamaya odaklanıyorlar. Eğer karakter ve konu diziye iyi aktarılamazsa eleştriler de ona göre geliyor. One Pound Gospel çekilirken Kame’nin köpekler gibi çalışıp bok öğrenmesi, çiroz gibi vücudunu şekle sokmak için sabahtan akşama kadar mekik çekmesi hep bu yüzden. Rolü canlandırırken abartılı mimikler, şen şakran tavırlar sergilemesi de bu yüzden.

      Evet Jdromalarda genellikle açık finaller modası var. Pek bir şeye bağlandıkları söylenemez ama Kdromalarda da beni sinir eden şey hep bir bekleme süresi olması. Kavuşuruz ama bi dört yıl geçsin ondan sonra. Oldu canım… Bunun da nedeni Kdromaların erkek evliliği ve çocuk yapmayı onaylamayan tavrı. Oysa Jdromalar da karakterler evlendirilmek için adeta yarışır vaziyette oluyor nedense 😀

      Öpücük konusunda ne kadar dert yansam azdır. Adamlar taş hadi hatunlar işe yaramasa da bari öpücüğünüz bir şeye benzesin be. Böyle dudaklara dokunup öpüştük biz havası yaratmaları çok komiğime gidiyor. Hele Zettai Kareshi’de bu konuda saç baş yolmuş, sinir harbi yaşamıştım.

      Ayh ben de ikinci bir yazı yazdım vallahi 😀

  2. muhahah erkek evliliği yazmışım ya erken evliliği yazacaktım 😀

  3. ben anladım seni canım merak etme 😛
    kdrama’lar bence klişe, alışılmış konuları güzel bir şekilde işledikleri için başarılılar. aslında her iki sektör de birbirlerinde olmayan şeylere sahipler. kdrama’lar klişe konuları kaliteli ve seyredilmesi zevkli bir şekilde sunarken, jdorama’lar orijinal konu üretmede çok iyiler, bunu güzel ve eğlenceli bir şekilde işleseler de daha kaliteli çekmeleri ve sonunu güzel bağlamaları gerek. benim vardığım sonuç budur arkadaşım 🙂

  4. Belki de bu yüzden her iki kültürün de dizilerini seviyoruzdur. En azından birbirlerinden farklılar ve bütün eksikliklerine rağmen bizdeki dizilerden kat be kat iyiler 🙂

  5. Çok güzel bir karşılaştırma yazısı olmuş, geçen seferde boys before flowers ve hana yori dango karşılaştırmasını çok beğenmiştim. bu sefer yorum yazmadan duramadım. 😀
    Kore ve japon sineması bir yönden avrupa ve hollywood sineması karşılaştırmasına benziyor aslında. Kore sineması tıpkı Hollywood gibi mükemmelliyetçi, oyuncular ülkenin en güzelleri, en yakışıklıları, her dizide olmazsa olmaz bir zengin fakir olgusu ve bu olgunun sonu hep mutlu sonla bitiyor. Gerçek hayatta çokta karşılaşamayacağımız karşılaşsak bile sonu böyle bitmeyen konular işliyolar.
    Japon sineması ise Avrupa sineması gibi daha doğal, hayattan konular ve daha normal insanlarla (yani koredeki gibi illa en mükemmel insanı bulcaz diye kasmıyolar. ) Tabi bunlar normal diziler için, ayrı bir sektörde anime, manga uyarlamaları oluşturuyor. Avrupa sineması dedim ama sadece hayattan konular, dramlar bakımındandı, yoksa avrupa sinemasında cinsellik çok sık kullanıyor ama japonlarda tam tersi. 🙂
    Bizdekilerden iyi olduklarına ise canı gönülden katılıyorum. Gerçi son zamanlarda güzel diziler çıkmaya başladı ama haydi hayırlısı devamı gelir inşallah, birde 150, 200 bölüm olayını unuttukmu çok güzel olcak Türk dizileri inanıyorum ben buna. 😀
    Karşılaştırma yazılarının devamını merakla bekliyorum arkadaşım. 😀

  6. Ayy hoşgeldin diyeyim ev sahibi edasında 😀 Teşekkür ederim yazımı beğenmene çok sevindim 🙂 Bazen esiyor aklıma oradan buradan fikirler doluşuyor ben de hemen sarılıyorum klavyeme 😀 Avrupa filmleri ve Amerika filmleri kıyaslaması gibi zira her zaman iyi bulduğumuz şeyleri kıyaslamayı severiz 😀 Kore dizilerini de Japon dizilerini de izleyen biri olarak böyle bir yazının iyi bir fikir olacağını düşünmüştüm. Çünkü genellikle Kore dizileriyle başlayan izleyicilerin diğer asya dizilerine pek yönelmediklerini ya da burun kıvırdıklarını fark ettim. Ya da Japon yapımlarına şans verenlerin çok garipsediklerini, bazen de neden daha önce keşfetmediklerine hayıflandıklarını fark etmiştim. Bu yazı her iki tarafa da bir bakış atıyor. Kore dizilerinde de Japon dizilerinde de eksiklikler olmasına rağmen her ikisi de gerçekten izlenmeyi ve keşfedilmeyi hak ediyor. 🙂 Türk dizisi izlemeyeli yıllar oluyor. Belki bir komedi dizisi olursa göz atıyorum. En son Avrupa Yakasını izlerdim sonra ondan da koptum. Sıkıyorlar artık beni. Ay dur bakayım ben de senin bloga 🙂

    • Hoşbuldum 😀
      Valla ben hem koreyi hem japonları seviyorum ama tayvandan pek hoşlanmıyorum, çindende chakie chan filmleri dışında hiç izlemedim. 🙂 O yüzden uzakdoğu benim için kore ve japonyadan ibaret. 😀
      Türklerden şu sıra ezeli izliyorum. Başlarda çok önyargılı yaklaştım ama ilginçmiş. İzlemeye değer. O yüzden Türk dizileri gelişiyo dedim ama bununda suyunu çıkarıp 250 bölüm falan yaparlarsa şaşmam.

  7. Çin ve Tayvan dizilerini ben de pek takip edemiyorum birkaç tane izledim ama dilleri bana çok garip ve itici geliyor, kulağımı tırmalıyor. Bir sürü Ş harfi varmış gibi, pek hoşuma gitmiyor sırf bu yüzden izlemiyorum. 😀

  8. ben

    birisi bana LE MİN HO nun oynadığı dizileri söyleyebilirmi?

    • Bak şimdi bu ismi Google’da aratıyorsun hemen ilk birkaç sırada bu tür bilgilere ulaşabileceğin siteleri bulabilirsin 😉

    • buse

      Biri Lee Min Ho Dizilerini Sormuş Minoz Olarak Söylemeliyim 😀

      City Hunter
      Personal Taste
      Boys Over Flowers
      Mackerel Run
      I’m Sam
      Secret Campus
      But I Don’t Know Too
      Love Hymn

  9. selam canım, yazdıklarına kesinlikle katılıyorum, kore dizileri izleyenler japon dizilerine tepki ile yaklaşsalar da ben japon dizilerini gerçekten çok gerçekçi buluyorum senin de söylediğin gibi. bunun en güzel örneği de hana yori dango uyarlamasında mevcut. biri peri masalı, biri romantik mi romantik bir aşk hikayesi.. bunlara ilaveten japon dizileri çoğunlukla manga anime uyarlaması olduğu için komedi unsurları çok fazla oluyor, kocaman açılan gözler, son bölüme kadar tekrarlanan espriler 🙂 kore dizilerinde ise 4. bölümden sonra drama bağlıyorlar.. tazrları gerçekten çok farklı..

    • Teşekkürler 🙂 Kore dizilerinin en sevmediğim yanı bu drama bağlanma olayı zaten. Özellikle de ilk on bölüm kadar süper eğlenceli giden bir dizin bir bakıyorsun son sekiz bölümde akla hayale gelmeyecek acılarla, entrikalarla doluvermiş 😀 Herşey kararında ve düzeyince olmalı madem acı verceksin dozunda ver kardeşim 😀 Oysa japın dizilerinde dizinin seyri en başından sonuna kadar belirli bir seviyede kalmasını becerir. Birdenbire eğlenceyi kesip acıya atlama olmaz.

  10. nazenin

    Güzel bir araştırma yazısı olmuş. sana katılıyorum. ben de Kore dramalarıyla başlayanlardanım ve anime hayranı olsam da Japon diilerini izlerken hep bi kıyaslama içindeydim. diizlerde Kore tadını arıyodum. sonradan alıştım tabi. Hana Yori Dango bunun için ayrı bir yere sahiptir bende. iyi ki BOF tan önce izlemişim.

    Kore dizileri tabiki Japon izilerine göre daha özgün. Dediğin gibi Japon dramalarının çoğu anime ya da manga uyarlaması. aslında bu yüzden Kore dizilerinde hiç görmediğimiz komedi unsurları kullanıyorlar. aslında bu yüzden bana hep gerçeklikten uzak gibi gelirdi; ama tabi Japonlar bunlar görünenin arkasına bakmak gerekiyor. Bu durumda da karşımıza gayet eleştirel, modern bir senaryo çıkıyor. Kore’nin o dramatize edilmiş senaryolarını ben d e sevmiyorum. mükemmel bir giriş yapıyorlar dizilere, komedi mi dersin, romantizm mi dersin. Sonra bi bakıyoruz komediden, sevdiğimiz o tarzdan eser kalmamış. Bunlar n ezaman güleceklefr, mutlu olacakalr diye bekleyip duruyoruz.

    oyuncular su götürmez bir kesinlik. hep erkek oyuncuları tanıyoruz, onları konuşuyoruz. Nadir olarak şu kadın oyuncu güzeldir, çok iyi oyuncu demişimdir. benim favorim bu konuda Shin Min Ah. A Love To Kill’de zaten sevmiştim bu kadını; ama My Gİrlfriend is a Gumiho’dan sonra ayrı bir yri oldu bende. Erkek oyunculara hiç girmiyeyim şimdi. Bu örne de zaten Kore’dendi. Japonlardan da isim olarak aklıma gelen yok.

    Şarkıcı ve oyuncular konusunda da çk haklısın. ilk başta hiç dikkat etmemiştim. You Are Beautiful u izlerken falan. sonra oyuncular her dzide karşıma şarkı söylerken çıkınca bi bakim dedim. hem Japonya’da hem Kore’de çoğunluk aynı zamanda şarkı söylüyor. sonra zaten dizi müzilerinin başarısıyla da orantılı çekimler yapılınca da olay açıklık kazandı. buna bu yazıda dikkat ettim. =)

    Müstehcenlik beni en fala sinirlendiren konudur herhalde. Kore dizileri için geçerliydi aslında bu benim için. gerçi ben bir süre neden Goong’da hiç öpüşme sahnesi yok diye yakınmıştım ya sonra ğrendim . TRT öpüşme sahnesni kaldırmış. Sonrasında Japon dizileri başladı ve bi baktım aslında Koreliler harika iş çıkarmışlar. Dizilerde bu durum biraz değişti gibi ama. ya da bizim izledğimiz dizi yelpazesi genişledi. beilmiyorum. son izlediğim yapımlarda ki biri Japon, Matsumoto Jun’un, birsraz daha kendilerini aşmışlar.

    hep Japon ve Kore yapımı izlemiştim. açıkçası Tayvan ve Çin yapımlrını erak etsem de özellikle ilgilenmemiştim. geçenlere bir arkadaşım bi Tayvan dizisi eşfetti. aslında önce filmni izledik Mario Maurer’n. değişik bir tazları var. tabi bişey söyelyemem ama ben MArio’yu çok sevdim. belki bu sayede Tayvan’a da açılırım.

    Bizi Kore’yle tanıştıran TRT’ye teşekkür etmek gerek. yolu açtılar. sonrasında da ben kendimi aştım. Kore dizileri, Japon animeleri derken bu günlerde Kore filmleri kendini aştı. Jponya’da da Kame, Jin, Kat-Tun, diğer grup ve şarkıcılar var. bakalıkm Uzakdoğu’yla ilgili zamanla daha neler keşfedicez.

    • Ben de Hana Yori Dango’yu BOF tan önce izlediğime seviniyorum açıkçası. Belki de önyargı oluşacak ve izlemeyecektim ama her iki dizi de kendi standartları içinde güzeller. Uzak doğu piyasasında erkek oyuncuların çoğu şarkıcıdır bayanların da hatırı sayılır bir kısmı öyledir veya mankenlikten gelmedir. Bzaen düşünüyorum acaba diziler mi ülkleri tanıttı yoksa şarkıcılar mı? 😀 Tayvan ve Çin yapımlarına gelince ben de birkaç kez izlemeyi denedim ama duyduğum tek şey ” ŞŞşşşşş” adeta kulağım tırmalanıyor, konsantre olamadığımı fark edince bıraktım. 😀 TRT nin bu akımda etkisi zaten çok büyük eğer GOONG serisi yayınlanmasaydı Uzak Doğu bu kadar keşfedilir miydi düşünmek lazım 😉

    • buse

      Tayvan Dizileri Geçince Bir Öneri Vermeden Edemedm

      Why Why Love ve Devil Beside You Kesinlikle İzlenmesei Gereken Tayvan Dizileri . Başrol Oyuncuları İki dizidede Aynı Mike He Kingone Wang ve Rainie Yang bu üçlü gerçektende harikaydı 2 dizidede bn why why love daha çok severm ilk onu izlediğim için sanırım . Müstehcenlik konusunda tayvanlılar koreliler ve japonlara göre çokk daha cesur izlerseniz anlarsınız zaten . ve aşk üçgenı konularını isliyorlar ve basarılılarda bnce .

      Gelelim Kore Dizilerine Ben Nedense Kore Dizilerinden Vazgeçemiyorm ve Bnce Her Zaman En iyiler ama artık bir dizide neler olck hepsini tahmın ediyorm hep aynı seyler oluyor dizilerde bu artık sıkmaya başladı sanırım .Ama biliyormki Ne kadar tahmin Etsemde Benm İçin En İyisi Kore Diziler . Japon dizisi pek izlemedm ama izlediğim bir kaç yapımı çok beğenmiştim . Ama hana yori dango ‘yu pek sevememiştm sanırım ilk Bof’u izlediğim çok sevdiğim ve F4’un büyük bir fanı olduğum içindir özellikle Oppa’m Lee Min Ho yanı Go Jun Pyo ‘nun

      Kore Dizilerini Güzel yapan bir Noktada dediğin gibi erkek oyuncular gerçekten çok yakışıklı oluyorlar ama sunu söylemeliyim ki bayanlarda tayvan kızları daha güzel oluyor ..

      Japonyada Hem Actör’lük Hem Sarkıcılık Yapan Kişi Sayısı daha Çok Korede Daha az . Kore Dizileri Eğer Müzikal Tarzdaysa Çoğunlukla Sarkıcı Aktorler kullanılıyor ve koredeki aktörlerin bir bölümünün sarkıcı olmasının bir sebebide çok küçük kesfedilmeleridir . Çok Küçük yaşlarda Grup kurup sarkıcı oluyorlar ama bir süre sonra aktörlüğe merak sanırıyorlar yakışıklıda olunca dizilerde tercih ediliyorlar ..

      • Öncelikle öneriler için teşekkürler belki ileride bu önerileri değerlendiririm 😉

        Aslında Kore’lilerin dizilerinde de aktör/aktris şarkıcı çok fazla, az değil. Hangi diziye baksanız mutlaka başrollerden biri şarkı söylüyordur hatta soundtrackta seslendirdiği bir parçası vardır. Durum her iki türlü de işliyor aktör olup ünlenince şarkıcılığa başlayanlar ve şarkıcıyken aktörlük yaparken de şarkı söyleyenler Kore’de yoğunlukta.

  11. Bir Türk

    Bir Türk sitesinde Kore ve Japon dizileri hakkında böyle bilgilendirici yazılar bulmak güzel, daha
    önce pek karşıma çıkmıyordu. Pek aramamıştımda gerçi. Yazıda katılmadığım birçok nokta var ama özellikle şunu söylemeden geçemeyeceğim.

    “Genel olarak Asyalılar kadınlarını güzel bulmuyorlar.” ve “Horikita Maki de dümdüz bir vücuda ve kısa
    boyuna rağmen sevimliliğiyle baş rolleri kapıyor.”
    demişsiniz. Diğer asya ülkelerini bilmem ama Japonya üzerinde uzun zamandır çalışıyorum. Japonların güzellik anlayışı farklıdır, kendi kadınlarını beğenmemeleri diye birşey olduğunu düşünmüyorum.
    Dediğiniz gibi olsaydı AKB48 gibi kızların güzelliği üzerine kurulmuş guruplar bu kadar büyük üne
    ulaşamazlardı. AKB48 şu sıralar Japonya’da bütün erkek guruplarından (ve diğer tüm sanatçı ve guruplardan) fazla satıyor. Ayrıca, bugüne kadar sayısız Japon dizisi seyrettim ve dikkatimi hep kadın oyuncular daha fazla çekti. Güzellik göreceli. Kore ve diğer Asya ülkeleri hakkında yeterince bilgiye sahip olmadığım için pek birşey söyleyemem, ama şu sıralar Koreli bazı kız gruplarının, özellikle “Shoujo Jidai”, ingilizcesi “Girls’ Generation” grubu da Japonya’da epey ilgi görüyor, erkek Koreli sanatçılardan da fazla.

    • Öncelikle iltifatınız için teşekkürler 😉

      Ve evet bu yukarıda saydığınız grupların hepsi seçmece üyelerden kurulmuştur. Binlerce genç kız arasından yapılan seçmelerle oluşturulan grupları tüm asya kadınlarıyla kıyaslamamalıyız diye düşünüyorum. AKB48 i ele alalım. Sizce kaç tane kızın sesi gerçek bir şarkıcı olabilecek kadar güzel ve güçlüdür? Seçmelerde dikkate alınan en son şey ses diyebilirim. En güzel gülümseyen, en uzun olan, en büyük göğüslere sahip olan, en parlak saçları olan, en iyi kalça sallayan vs gibi özelliklerle giriyorlar bu gruplara. Ve sattıkları da zaten sesleri değil bunca zamandır erkek pop idollerinin yakışıklılıklarını satmaları gibi onlar da güzelliklerini satıyorlar. Zaten hand shake toplantıları, bikini fotobookları vs gibi şeyler vermeseler bu kızlar nasıl bu kadar fana sahip olur? AKB48 bunca zamandır erkek gruplar yüzünden belki de pek önemsenmemiş erkek fanların eksikliğini tamamladığı için bu kadar çok seviliyor. Tek tük bayan sanatçılar vardı öne çıkan ama ilk kez bir bayan grup ve türevleri bu kadar çok göz önünde. Devir erkek gruplardan bayan gruplar devrine dönmeye başladı. Belki bu konuyla ilgili de bir araştırma yazısı yazarım. 🙂

  12. jmnrr

    Kore dizilerini sevebilirsiniz . Japon dizilerini de sevebilirsiniz.İnsanların zevkleri tartışılmaz. Fakat neden hep Kore dizilerine karşı bir sert tutumunuz var? .””’Yine de bu kadar salya sümük olaya rağmen insanlara hoş geliyorlar””” sözünü diyecek kadar. Hem zevk alıyorsunuz bazı yönlerden hem de bir çırpıda silebiliyorsunuz. Gerçekten ilginçsiniz.

    • Bence yazıyı kendi önyargılarınızdan arınmış halde bir kere daha okuyun, ondan sonra o cümle ve sonrasında gelen cümlelerde ne kast edildiğini belki anlayabilirsiniz. 😉 Eleştrilerimi sadece Kore dizileri için değil Japon dizileri için de yaptım. Kore dizilerini sevmesem ne izlerim, ne tanıtımlarını yaparım, ne de tavsiye ederim. Bu yüzden önce ” okuduğunuzu anlayın ” diyorum.

      • selena öztürk

        size hak veriyorum 😀 bende ilk kore dizilerinden başladığım için olsa gerek korelilreri çok sevşyorum adamlar işi biliyorlar resmen…ama ynede taiwan-çin ve japon dizililerinide izliyorum.özellikle bof(f4 ü izleme nedenim playful kisste grdüğüm we bayıldığım kim hyun)adamlar süper ypmışlar mesela yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim 🙂 why why lovede bof un bi değişik versiyonu bence.yne aşk üçgeni konulu dizileri frklı işlemişler o kdr..nese konum dağıldı..jmnrr ynlş anlamış we anlayamamış diyebilirim..siz ona çok tkılmayın bence.siteniz süper sabahtan beri yorum okumaktan gözlerim gitti diyebilirim 😀 ve sizden bir ricam olacak playful kiss tarzı bi dizi biliyorsanız önerirmisiniz??

  13. Teşekkürler 🙂 Blogumu beğenmenize sevindim. Burada tanıttığım dizilerden izlemedikleriniz varsa içlerinden eminim istediğiniz tarzda bir dizi bulabilirsiniz. Takipte kalın dizi tanıtımları yapmaya devam edeceğim 😉

  14. dark, kore dizilerini izlemeye başladım nihayet. you’re beatiful ve heartstrings( you’ve fallen for me) çok beğendiğim iki drama oldu. bir kaç tane daha var izlediğim. protect the boss’u da güncel olarak takip ediyorum altyazı çıktıkça.
    hana yori dongo’ nun tadı kaçmasın diye BOF dan uzak duruyorum açıkçası.
    ikemen desu ne ye başladım ama YB daha çekici geldi. japon versiyonuna devam edermiyim bilmem. park shinhee yi izledikten sonra ( hele o şirin hyungnim deyişini duyduktan sonra) japon versiyondaki kız çok çirkin göründü gözüme…üstelik ikemen desu ne yi YB den önce izlemeye başladım.
    şimdi ise kimi wa petto uyarlanacak. korkuyorum izlemeye nedense. matsujun o kadar tatlı bir oyunculuk çıkardı ki orada kore versiyonu onu aşarmı bilinmez…gerçi Jang Geun-Suk iyi bir oyuncu ama…
    bence birbirlerinden uyarlama yapmaları kıyas olayını iyice arttırdı. ben bu durumdan hiç memnun değilim. ikemen desu ne ye ne gerek vardı veya BOF’a… aynı şeyleri çevirip çevirip koymanın alemi ne? gibi sorular dönüp duruyor kafamda. 😀

    • Ben sana demiştim beğenirsin diye 🙂 Burada Kdrama katogorisinde tanıttığım dizileri seyretmeni öneririm 😉 Hepri gayet güzel diziler. Aynen ben de İkemen Desu Ne’yi seyretmeye dayanamadım çok fazla taklit gibi geldi. Bitsin bakalım kıyas yazısı yazmak için izleyeceğim 😉

  15. Ben ilk olark boys over flowersi izledim cokkkkk begndim bna ona bnzer bir kac film onerin mumkumse lise icerisinde gecsinnn

  16. yesil1778

    selam çekik sever arkadaşlarım. muhabbet bayağı güzel olmuş. yarın iş güç var uyku lazım ama ben hala bu blogdan çıkamadım)))))) youtube sağolsun bir klasik müzik videosu ararken aaa o da ne adamın biri çok karizma duruyor. viyolonsel çalan ajummaya bakıyo-nası olduysa o şef bana o sıra karizma geldi. hala anlayamıyorum- bu da neymiş dedim bi baktım bir sürü video var. google amcaya sordum. beethowen virüs dedi. hemen izlemeye başladım. bitince bi üzüldüm ki sormayın. bunlardan başka var mı diye bi bakim dedim de inanamadım. adamlar hollywood ve bollywood ile yarışıyolar. sonra arkası geldi. gece saat birlere ikilere kadar dizi izlemeler üç günde dizi bitirmeler . ekstradan gözyaşı damlası kullanmalar)))) ki bu arada trt de yayınlanan kore dizilerini izleyen annemle dalga geçiyodum. 5. sınıf dizileri mi izliyosun diye))))))) neyse oldukça dizi izledikten sonra bir arkadaşımın ısrarıyla hana yori dangoya yelken açtım. önceleri yadırgadım biraz ama alıştım. sonra bi baktım ikinci japon dizisini izliyorum. sonra bi baktım iki kore bi japon dizisi indiriyorum. bi baktım bi de harddisk almışım))))) en sonunda bi baktım tayvan dizisine geçmişim. ve evet bence de onların konuşmaları bana da güzel gelmedi. daha alışamadım galiba. korece ilk başta enteresan geliyor. harfleri uzatarak sölüyorlar. biraz daha yuvarlak konuşuyolar sanki. “s” ler “ş” oluyor. taksiler “takşşiii” oluyor)))) japoncada çok keskin geldi. ayy nerden nereye gelmişim. konu neydi)))) kore dizilerini eski türk filmlerine benzettiğim için seviyorum. şu ediz hun lu türkan şoraylı filmlerden bahsediyorum. mutlaka bi zengin bi fakir vardır, mutlaka bi körlük, verem, yağmurda ıslanıp zatürre olma , birbirlerinin ateşlerine bakma, hastaya bakma falan. ikinci kadın ikinci adam vardır. filmler mutlu sonla biter ve film bittiğinde yüzünüzde aptalca bir tebessüm olur -tmm siz de olmayabilir ama bende oluyor))- işte kore dizilerinde bulduğum bu evet sonları açık olsa da yine güzeller. bana mutluluk veriyorlar. japon dizileri daha karanlık geliyo. bu karanlığı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum ama karanlık işte. ve onları da artık asya dizilerine sarmış olduğum için seviyorum. ve evet koreli erkekler yüzünden de seviyorum itiraf ediyorum. bi de o 45 kg lık hatunlara bakıp belki biraz az yerim diye))))) . yerini bir de ben işgal ettim. destan yazdım. kusura bakma.. yazın çok güzeldi. keşke senin yazılarını daha önce takip etmeye başlasaymışım dedirtiyorsun. eline sağlık)))

    • Görüyorum ki pek çok konuda aynı şeyleri düşünüyoruz. Kore dizilerini gerçekten seviyorum ama Japon dizileri de kesinlikle onlardan aşağı kalmıyor hatta zaman zaman öyle marjinal senaryolara imza atıyorlar ki beni bile şaşırtıyorlar. Zaten yazımda Japon dizilerinin daha gerçekçi bir yapıda olduğundan bahsetmiştim bu da onlara karanlık bir hava katıyor ayrıca çekim tekniklerindeki zayıflığın da bunda etkisi var. Önceleri bizleri bu dizilere çekmek için bir nedene ihtiyacımız vardı bu da erkekleri oldu. Ama artık sanırım pek şok dizi takipçisi şimdi çok daha kaliteli ve gerçekten iyi dizilere imza attıklarını bildikleri için Asya dizilerini takip ediyorlar . 😉 Teşekkürler yorumun için ben okurken zevk aldım 😉

  17. bir arkadaş

    ne zaman kore dizisine başlasam en fazla 5 veya 6 bölüm izleyip hemen bırakmak istiyorum nedeni ise gerçektende 4. bölümden sonra trajediye bağlıyorlar şu sonları da olmasa dizilerin izlemem çünkü sonları güzel bitiyor romantik komedi diye izlediğin diziler birde bakıyorum tam bir trajedi dizisine bağlamış ben de elim de mendille birlikte buluyorum kendimi tayvan dizilerini beğendiğimi pek söyleyemem çoçukların tipi çok itici geliyor nedense japon filmleride karakterlerin hepsini animeye bağlamış biraz daha karakterlerde gerçekçilik olsaydı izlerdim gibime geliyor şu ana kadar en çok sevdiğim japon dizisi hana kimi

    • Aslında anime karakterleri bile olsa Japon dizilerindeki karakterler Kore dizilerindekilerine oranla çok daha inandırıcılar. Elbette bunda bahsettiğim gibi işlenme tarzı çok etkili. Kore’lilerin kendilerini korumaları ve övmelerine karşılık Japon’ların kendilerini her daim eleştirmeleri ve daha iyiyi aramaları işlerine de yansıyor 😉

  18. erd

    Ay ay buraya da yorumumu yazmadan çıkmayayım bari 🙂 Müstehcenlik konusunda muhafazakar olduğum için k ve j dramalarda gerçekten benim için hava çoook hoş 🙂 En azından Türk dizileri gibi kafamı öteki tarafa çevirmek zorunda kalmıyorum. Aslında neredeyse hiç j drama izlemedim yarım kalmış Hana Yori Dango’m Playfull Kiss’in japon versiyonu ve Hana Kimi’m dışında. K-dramaları sevme nedenim konuları benzer olsa da hatta çok fazla yeşilçam esintileri olsa da konuyu farklı bir tatla sunabilmeleri sürelerinin kısa olması ve doğal anlatımı. J-dramalar genelde anime çevirisi olduğu için biraz daha çılgın ama tabi bende her zaman kore tarafı daha ağır basıyor. Ostleri inanılmaz dinlemekten hiç bıkmıyorum ama japon müzikleri de çok tatlı japonların normal konuşurken ki sesleri biraz tuhaf gelse de müzikleri gerçekten güzel oluyor ki onlara gerçekten çok imreniyorum neden bizden bu kadar güzel müzikler çıkmıyor diye. Belki de biraz da dil yapısıyla alakalı bir durumdur. Bizim dilimiz pop şarkılarını bu kadar güzel icra etmeye pek uygun değil galiba. Gelelim sadede bu da beğendiğim yazılardan biri oldu en azından japon dramaları hakkında daha fazla bilgiye sahip oldum klavyene sağlık 😀

    • Teşekkürler yorumun için 🙂 Benim blogumdaki Jdroma tagındaki dizileri incelemeni ve beğendiklerini izlemeni tavsiye ederim. Gerçekten çok çok eğcenceli diziler yapıyorlar. Benim japon dizilerinde en sevdiğim noktalardan biri de kısa olmaları en kısaları 8 bölüm en uzunları 12-16 bölüm civarında leblebi gibi izle bitir. En kötüsü de bittikten sonra keşke daha uzun olsaydı diyebileceğiniz kadar iyi olmaları 🙂 Ostlarda her zaman Kore’liler daha başarılı ama Japon yapımlarınınkiler de gayet güzeldir. Hele bazıları asla ipodlarınızdadn çıkmayacak kadar kalbinizde yer edinebilir 😉 Müstehcenlik konusunda aşırıya kaçmasalar da en azından öpücüklere duYgu katabilmelerini isterdim açıkçası. Öyle put gibi durduklarında paylaştıkları aşkın tutkusunu hissedemiyor seyirci :p Öpüşme de öyle çok müstehcen bir şey sayılmaz zaten 😀

  19. ecem

    yazdıklarının neredeyse hepsine katılıyorum tek katılmadığım cinsellik konusu ikisi de kapalı kutu resmen ama bence bu konuda kore daha tutucu ama emin de değil pek fazla japon dizisi izlemişliğimde yok

    • Japon dizilerini biraz izlerseniz ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz ve Kore’liler daha cesurmuş yav diyeceksiniz 😉 Yazımı beğenmenize sevindim 😉

  20. Ceycey

    Ben şans eseri, Asya dünyasından önce Japon yapımlarıyla karşılaşan biriyim. İyi ki de karşılaşmışım diyorum. Japon gerek dizilerine gerek filmlerine kendimi öyle kaptırmışım ki, bir bakmışım Kore yapımlarının tüm Japon versiyonlarını izlemişim. İkisi arasında pek ayrım yapamıyorum, bağlandığım diziler, oyuncular mevcut her ikisinde de. İçimden neyi izlemek geçerse onu izlerim, o benim ruh halime bağlı 🙂
    Ama Japon yapımları kesinlikle ilk göz ağrım. Çekim teknikleri ve görsel efekte HanaKimi iyi bir örnek. Her ne kadar çekim yeterli olmasa da izlediğimiz yapım sıcaklığından ve komedisinden bir şey kaybetmiyor. Bir de bunu harika kılan tatlı bir Nakatsu’muz varsa 🙂
    Japon dememin en önemli nedeni de Arashi üyesi Jun Matsumoto’dur. Önce onun filmlerinin/dizilerinin zevkini tattığım için hiç pişman değilim. Kimi Wa Petto dizisinde de oyunculuğunu konuşturmuş,Sumire-chan’ın sadık, sevimli Momo’su olmuştur 🙂
    Japon’a ilgi bu kadar değil, oyuncuları kimileri beğenmiyor ama biraz vakit ayırıp izlenecek güzel diziler olmaz mı? Var tabii 🙂
    Evet, bir Kore dalgası aldı başını gidiyor. Tabi benim sevdiğim Kore oyuncuları bundan nasibini alamıyor 😦
    İkisinde de vazgeçilmezlerim var, ama birini seçmek gerekirse Japon der susarım.
    “Çünkü bizim MatsuJun’umuz var.”

    • Kore dizileri ile başlayanlar daha sonradan Japon dizilerini denediklerinde hemen ısınamıyorlar bu bir gerçek. Ben de bu yüzden iki ülke dizileri arasındaki farklara vurgu yapmak istedim ki yadırgadıkları için hemen Japon dizilerinden vazgeçmesinler. Her iki ülkenin de izlenmeye değer çok güzel dizileri var. Kore dalgası oldukça yaygın ve güçlü ama Japon yapımları da kesinlikle şans vermeyi hak ediyorlar diye düşünüyorum. Adı geçen diziler zaten efsane haline gelmiş diziler. Hana Kimi veya bir Hana Yori Dango Kore dizileri sevenlerin bile mutlaka izlemeden geçmemeleri gereken diziler diye düşünüyorum 🙂

      • Ceycey

        Kesinlikle sana katılıyorum Japon dizilerine pek şans veren yok. Japon dizi daha hiç izlememiş olan biri(özellikle Kore dizileri izleyen biri) Japon’u reddediyor. Bak bu Kore dizisi diğerlerinden çok daha güzel diyor hemen. Ama benim böyle bir takıntım yok iyi ki, kimseye takılı kalmam beğendiysem dile getiririm zaten 🙂 Elimden geldiğince de tavsiye ederim 🙂

  21. sakuraçan

    japon dizilerini seviyorum özellikle animeden çevrilmişleri bir başka güzel oluyor. bunun en güzel örneği hana yori dango. bu nokta da bof dizisiyle karşılaştırırsak tabi ki hana yori derim amabof un da bir görsel şölen olduğu su götürmez bir gerçek. kıh kıh 🙂
    dramda da başarılı buluyorum ki bunun en gzüel örneği bir litre gözyaşı bence. ama bak fantastik dizi adına korelileri daha başarılı buluyorum, belki de japonların güzelini ben izlemedim ya da şu anda hatırlamıyorum.
    amaaaaaaa anime ve mangaları dünyaya kazandıran japonları seviyoruuuum 🙂

    • Aslında Japonların çektikleri film ve dizilerinin neredeyse hepsinin mangadan uyarlandığını düşünürsek Yaşasın Manga-kalar diyelim bari 🙂

  22. azeri

    bence japonlar daha iyi,cunki gercekleri oyle komik,dolayi.enterasan yollarla izleyicilere cattiyorlarki,insa izledik izlemek istiyor.

    • Uzak doğu saygı kültüründen olsa gerek direkt olarak duygu ifadeleri kullanmaları gerçekten de nadir oluyor. Ama son yıllarda çevrilen diziler daha dışa dönüş ve cesur olmaya başladı bu da bir gerçek 🙂

  23. ayşe

    merhaba, yazını gerçekten zevkle okudum. ben burada yorum yazanlar kadar kore ve japon dizisi izlediğimi sanmıyorum ama japon dizilerini daha beğendiğimi söylemeden edemeyeceğim. kesinlikle ön yargılı davrandığımı düşünmeyin ama sanki kore dizilerinde konu uzasın diye biraz süründürüyorlar gibi. zevkle izediğim kore dizileri var tabi ki ama bazen bir yerde kopuyorum sanki. japon dizileri daha eğlenceli geliyor bana. bunda sanki anime izliyormuşum gibi bir hava katmalarının etkisi büyük sanırım. dram türünde pek japon dizisi veya filmi izlemedim o yüzden burada puan hakkımı korelilerden yana kullanıyorum.
    japonları tercih etmemin sebeplerinden biri oyunculuklarını daha samimi bulmam. kore dizilerindeki oyuncular bana daha uzak.
    müstehcenlik konusunda ise japonlar biraz kendini aşmış olabilir sanırım?? çok tecrüben yok ama japon dizilerinde cinsellik muhabbeti, imaları ve şakaları bolca dönüyor ortalıkta 😀
    yazılarını çok beğeniyorum, bu yazını okumasıda benim için keyifliydi 🙂

    • ayşe

      tecrübem diyecektim tecrüben yazmışım 😛 özürr

    • Teşekkürler yorumun için 🙂 Zaten biraz Japon dizisi deneyimi olan herkesin bu yazıda katılacağı bir şeyler olacağı kanısındayım. Kore dizilerini de çok seviyorum Japon dizilerini de. Japon dizileri dediğin gibi daha animevari ve samimi iken Kore dizilerinden orijinal konular ancak sakız gibi uzayan bölümler çıkıyor. Kolayca toparlayacabilecekleri bir olayı fazlasıyla uzatıyorlar. Bu açıdan Japon dizilerinin kısa ama dolu dolu olmasını seviyorum açıkçası. Her ne kadar cinsellik muhabbeti dönse de son dönem dizileri hariç bu konulara mesafeli yaklaşmaya devam ediyorlar. Son dönem dizilerindeki öpüşme sahnelerinin ağırlığı dikkat çekici. Gerçi hala katı manken kıvamında gerçekleşiyor bu durum ama olsun^^ Yazımı beğenmene sevindim 🙂

  24. esrajm

    anime izlemeyi ve manga okumayı seven biri olarak japon dizilerini çok eğlenceli buluyorum. hatta sevdiğim mangalar ya da animeler diziye uyarlansın diye bekliyorum 🙂 Buna rağmen daha fazla kore dizisi izliyorum. Sanırım bunun sebebi Japon dizilerini neye göre seçeceğimi tam kestiremiyor oluşum. Yine de izlediğim güzel Jdramaları var.
    Hanakimi, Kimi wa Petto, Hanayori, bir de Kamenashinin oynadığı şu güzel olduğu ilginç dizi (şimdi adını hatırlayamadım). Bunlar hep çok eğlenceli dizilerdi. Normalde aksiyon ya da dram daha çok benim tarzım ama kafa dağıtmak ve eğlenmek için Jdrama birebir.
    Müstehcenliği işleyiş konularına gelince Koizora dizisinde kızın daha lisede hamile kalışını biraz yadırgamıştım açıkçası. Böyle şeylerin dizilerde verilmesi toplumu belli oranda etkiliyor sonuçta ama Japonlar bunu takmıyor anladığım kadarıyla demiştim 🙂 Öpüşme sahnelerini ben de samimiyetsiz buluyorum ama Matsumoto Jun işini biliyor 😀
    Kore dizilerine gelince bizim dizilerimizden farklı olarak samimi oluşlarını seviyorum. Kore camiasını daha iyi tanıdığım için kaliteli dizi seçme işinde daha başarılıyım ama J dizilerini genelde tavsiye üzerine ya da oyuncuya göre seçiyorum.
    Jdramanın da Kdramanın da en güzel yanı çok uzun olmayışları 🙂

    • Teşekkürler yorumun için 🙂 Ben de yazımda Jdramaların anime ve mangalardan beslendiğini özellikle vurguladım. Jdramalar daha çok halihazırda fanları olan bu materyallere yönelik yapımlar. Zaten bence eğer manga ve animeler olmasa Jdrama ve Japon sinema sektörü ne halde olurdu bilemiyorum. XD

      Kame’nin güzel olduğu dizi hmmm…. Aslında hepsinde güzel bence XD Ama belki Youkai Ningen Bem’i kast ediyor olabilirsin. Uzun gri saçlarla oynadığı? ♥

      Bence de bizim 200 300 bölüm süren dizilerimizin yanında 8-21 bölüm arasında süren Jdrama ve Kdromalar baş tacı olmasın da ne olsun 🙂

  25. esrajm

    Aslında Kamenin güzel olduğu dizi derken güzelliğine özellikle vurgu yapıldığı dizi demek istemiştim 🙂 yoksa kamenin güzelliği konusunda hemfikiriz. Yamato nadeshiko shichihenge dizi buydu. Bu diziyi 2 ya da 3 yıl önce izledim ama Kamenashiyi daha önceden tanıyordum. Tanımak derken Kattun dan dinlediğim birkaç şarkıyla. (karakteriyle ilgili pek fazla şey bildiğim söylenemez yani.) Diziye başladığımda neden güzel olduğuna vurgu yapıyorlar ki bence çok güzel değil diye düşünmüştüm. Hatta diğer oyuncular daha güzel dedim. Ama izledikçe farklı bir çekiciliği olduğunu gördüm. Bence baktıkça güzelleşiyor 🙂

    • Anladım Yamanade dizisinde güzelliğine vurgu yapılmasının nedeni zaten canlandırdığı manga karakterinin güzelliğiyle meşhur olması 😉 İşte bu nedenden büyük ihtimalle Kame gibi adından güzelliği ile bahsedilen birini rol için seçtiler. Rol Kame’ye cuk oturuyor çünkü ondan başka kim bu karaktere hayat verebilirdi bilemiyorum. Zaten mangakası bile dizi sonrasında Kame’nin hayranı olmuş, KAT-TUN un konserlerine gelmiş, KAT-TUN un fan eventi için özel KAT-TUN manga çizimleri gerçekleştirmiş ve mangasındaki orijinal karakterini daha fazla Kame’ye benzer hale getirmiştir^^ Turtle power XD

  26. Sevgi

    Kore dizileri de mangadan alıntı. Mesela playful kiss itazurana kiss den alıntı. Araştırın laf etmeden önce. Bu dizilerin hepsi manga ve animelerden alıntı. Mangalar alıntı olamaz çünkü mangka sırf kendi düşündükleriyle yazar mangayı.

    • Öncelikle alıntı yapılmaz uyarlama yapılır. İkinci olarak Japon dizileri mangaları aslında daha uygun olarak uyarlarlar. Üçüncü olarak da Kore dizilerinin belki de sadece %5 i manga uyarlaması iken Japon dizilerinin neredeyse %95 uyarlamadır. Aralarındaki fark açıktır ve yazıda da bu belirtilmiştir. Belki de araştırması gereken sizsiniz…

  27. Melike

    Nedense tam aksine japonları korelilerden çok daha özgün buluyorum kdramaları sürekli tekrar içerisinde sonunun ne olacağını tahmin edebiliyorsun ams japon dizileri çok dolu dolu her karakterin farklı hikayesi oluyor sanki o karakterlerden biriymiş gibi hissettiriyor çoğu anime ve Manga’dan uyarlanma evet de onlarda Japonların zaten adamlar hayal et hayal et bıkmış senaryo kalmamış 😂ayrıca kdramalar da çok anime uyarladı keza kdramın dünyaca ünlü olmasını sağlayan diziler (bof,city hunter,pleyful kiss..) hep japon yapımlarından uyarlanma Japonları tek eleştireceğim yönleri dizi çekimleri kalitesiz 😂

    • Japon yapımları neden özgün değil çünkü uyarlama. Uyarlama olan hiçbir şey özgün değildir. Japon dizilerinin %95 i manga, anime veya çok satan bir kitaptan uyarlanmış. Bu da başı ve sonu belli olan, karakterleri belirli kalıplara göre yaratılmış ve o kalıplara göre hareket etmeleri beklenen yapımlar demek. Buna da özgünlük diyemeyiz.^^ Ama dediğiniz gibi Kdramalar fazlasıyla kendilerini tekrar ediyorlar ve senelik moda furyasına kapılıyorlar. Mesela bir sene sadece zaman yolculuğunu konu edinen diziler çekerken öteki sene sadece doktorlarla alakalı diziler çekiyorlar vb. Japonya’da ise böyle bir şey yok. Dizilerini bir modaya göre seçmiyorlar. O sene hangi manga veya anime popülerse onu uyarlıyorlar. Değişmeyen tek şey çekimlerinin kalitesizliği, kaç sene olmuş ben bu yazıyı yazalı hala aynılar. ;_;

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.