Darkangelhome

Şefkat Tepe – Doktor Doktor Civanım


Blogumu takip edenler bilir ki ben Türk dizilerini pek izlemediğim için tanıtımlarına da yer vermem. Ancak bir istisna yapacağım. Bu diziyi annemin hastanede yattığı dönemde kanalları dolaşırken tesadüfen buldum. Annem de o kadar çok sevdi ki o süre zarfında ve eve çıktığında da diziyi takip etmeye devam etti. Biz de onunla birlikte diziyi seyrettik ama bunu biraz zorunlu olduğumuz için biraz da epey eğlenceli olduğu için yaptık.

Samanyolu Tv de yayınlanan ” Şefkat Tepe ” isimli bu dizi belki de çooook uzun yıllardır işlenmesi gereken ama korkulardan ve çekincelerden pek dokunulmayan bir konuyu işliyor, terör, halk ve asker arasındaki ilişki. Dizide doğuda görev yapan bir grup askerin, askeri al aşağı etmeye çalışan bir grup teröristle mücadelesi sırasında bölge halkının başına gelenleri, nasıl durumlarla karşılaştığını, yardım yataklığı yapanlarla aman bana bulaşmasın da ne olursa olsuncularla, bu vatan hepimizin taraftarı olanları bir arada işleniyor. Ayrıca dış güçlerin bu olaylar üzerindeki payları ve oyunları, fişeklemelerine de bolca yer verilmiş.

Neler yok ki? Bölge halkına bedava tedavi sunma ayağına bu çocuk çok hasta bir onu yurt dışında tedaviye gönderelim diyerek organ kaçakçılığı yapılmasından, askerlerin içine sızan casuslara, terörist kılığındaki keskin nişancılardan asker ve kürt kızları arasındaki imkansız aşklara kadar neler var neler…

Elbette bu dizi bir propaganda dizisi. Yine de bence geç kalınmış bir adım. Televizyonun, görsel yayınların ve internetin gücü belki de yeni yeni kavranıyor, bazı değişik girişimlere ön ayak oluyor. Bu açıdan güzel bir şey. Ancak dizi gerçekten doğuda değil Konya’da çekildiği için gerçekliğinin yarısını zaten baştan yitiriyor. Ondan sonra da envai çeşit zırva işin içine girince dizi ciddi bir dizi olmaktan komedi dizisine doğru yol alıyor. Arada güzel mesajlar da veriyor ama şahsen ben diziyi gülmek için seyrediyorum. Nedenlerine gelince,

Ben diziyi ideolojik yanlarından çok yapım olarak ve işleyiş olarak incelemek istiyorum. Zaten dizinin amacı vs belli. Birincisi çok dandikten ilerleyen bir senaryoya sahip. Her an herşey olabilir Allah’a kalmış bir gidişat hakim. Görsel efekt kullanımı var ama bazı sahneler oha dedirtecek cinsten. Mesela havan topunu durdurmak için kurşun atmak, bu atılan tek kurşunla havan topunu zararsızca etkisiz hale getirmek, irade gücünü dininden alan birini üç şırınga ilaçla beynini yıkayıp dininden döndürmek gibi. Aman ne sahneler ne sahneler 😀

Bir de Leyla var ki evlere şenlik. Bunun gibi bir kızı bir Jack Bauer gördü bir de Serdar Komutan. Jack kovalamakta ne kadar ustaysa Leyla da kaçmakta o kadar usta. Eğer bi maratoncu olsaydı dünyayı on kere turlamıştı şimdiye dek. Jack’in başında bi Kim Bauer adındaki bela muskası vardı ahanda Leyla bu hatunun doğudaki şubesi.

Benim iki favori karakterim var. Biri Karadeniz’li asker. Eleman süper oynuyor maviş gözlerindeki canlılık, aksanı, bir Karadeniz’liye özgü çılgın cesaretiyle çok eğlenceli bir karakter. Askerlerin her biri aslında değişik bölgelerin özelliklerini yansıtıyor bu açıdan güzel düzenlenmiş. Bir diğer favori karakterim ise Tabutçu Gundi lakaplı doktor. Şimdi bu karakter o kadar manyak ki bayılıyorum onun sahnelerini izlemeye. Bu eleman terör örgütünde doktormuş ama öyle kötü vakalar gelmiş ki bir yerden sonra sıyırmış, pek doğru düzgün düşünemiyor ama cin gibi de fikirleri var. Akıllı delilerden o.

Öyle salak saçma konuşuyor ki gülmekten karnıma ağrılar giriyor vallahi. Mesela kızın tekini tabutun içinde canlı canlı toprağa gömüyor, kız kurtulmak için çırpınınca ” Kıpraşmasana be şurada seni gömmeye çalışıyorum mazallah küreği bir tarafıma batıracağım. ” diye azar çekebiliyor. Teröristin teki bacağından yaralanmış mesela ” Ya boşver tedavi etmeyelim biz bunu keselim gitsin. Nasıl olsa eninde sonunda kaybeyecek misin? ” diyebiliyor. Kendi buluşu olan bir zehri kazayla kendine vurduğunda elindeki tek panzehiri yine kendine vurmak için odanın içinde koşturup durabiliyor. Bir düğünü gizlice gözlemlemesi için göreve gittiğinde bu kapıya dikilip sanki ev sahibiymiş gibi gelenleri karşılayıp ayran içebiliyor. Elleri, ayakları, ağzı bağlanmışken kurtulmak için kapıyı vuruyor, hızlıca gelip kapıyı açan onu yere düşürüyor, ağzını açtığında adama ” Dikkat etsene şurada kapıyı vuruyoruz. Bir düşünmuyorsun ki arkasında insan var mı yok mu? ” diye bağırabiliyor. Kısacası çok manyak bir karakter. Özellikle de oyuncu Bora Karakul’u karakteri böylesine doğal ve iyi canlandırdığı için tebrik ediyorum.

Birkaç videosunu koymasam olmaz 😀 Açılmazlar ise faceden veya youtubedan aynı adla arayıp bulabilirsiniz.

Doktor

Meşhur tabut sahnesi 😀

Doktor 2

Doktor 3

Doktor 4

Keselim gitsin 😀

Doktor 5

Başrollere gelirsek bence Türk dizi ve sineması boşuna jön arıyor. İşte size taşşşş gibi bir jön. Boylu poslu, iri kıyım, yakışıklı ve üstelik yeşil gözlü. Mert Kılıç tarafından canlandırılan Serdar Komutan dizimizin başrolü. Biraz konuşurken ağzı yamuluyor ama olsun tastamam bir jön. Esas kızımız Aslıhan Güner tarafından canlandırılıyor. O karda kışta bir o tarafa bir bu tarafa koşturup yine de güzel görünebilmek de bir başarıdır vallahi. Bir diğeri de Teğmen Celil’i nam-ı diğer Kordon’u canlandıran Ertuğrul Şakar. Bunun da ağzı yamuluyor ama yine başarılı bir karakter.

Kısacası ben diziyi tavsiye ediyorum. Samanyolu kanalının internet sitesinde dizinin geçmiş bölümlerini bulup izleyebilirsiniz. Yeni bölümler ise Cumartesi günleri 19:45 te yayınlanıyor. Tekrarları etresi gün gündüz yayınlanıyor. Eğer detaycı değilseniz eğlenceli bir dizi de olabilir sizin için sıkıcı da. Ben izleye izleye alışanlardanım diyebilirim. 😀 Bazı karakterler diziyi ayakta tutuyor yoksa izlenmez.

13 Yorum

  1. Lilith Brik

    Stv’nin her dizisi boyle.Ciddi olalim derken isin b.kunu cikartirlar…Cogu kisi o dini ve siyasi mesajli dizilerini gulmek icin izliyor zaten…ayrica Guneydogu hakkinda zerre fikrleri olmadigi ve totolarinin oraya gidip bu tur bir dizi cekmeyi yemedigi oldukca belli.O guya yansittiklari Kurt halkinin hic te oyle olmadigini cok iyi biliyorlar.Ben Diyarbakir’liyim.Ve ne burdaki olaylar onlarin anlattigi gibi ne de tipler bunlarin tipleri gibi.Kurtlerin kokunu kaziyalim diyen bir Fettullah kanalinin,yine Kurtlerin menfaatini gudecek bir yapimi kotarma cabasi icine girecegini gelecek her hangi bir yuz yil icinde gorebilecegimi sanmiyorum…Deli sacmasi hepsi…

    Ama tabi burasi bir eglence blogu o yuzden ideolojik aciklamalara fazla girmeyecegim…

    Komutanin burnunu ve agzini kopartirsak geri kalan yerleri guzel gibi.Ozellikle de cene kemigi.Aslinda bunu soylemeye gelmistim 🙂

    • Teşekkürler yorumun için. Benim baba tarafım Yugoslavya göçmeni, anne tarafın Bulgaristan göçmeni. Ben İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Bizim oturduğumuz semtte sık sık gösteriler olur. Bir sürü Kürt komşumuz var. Annemi tekerlekli sandalyesiyle dışarı çıkardığımızda biz istemeden yardıma gelen bakkalımız Kürt, gösteriler düzenlendiğinde evlerimiz ve arabalarımızın önüne set çekip göstericileri kovanlar da Kürt komşularımız. Çocuklarını evimizde sakat ve kanser hastası biri olduğunu, Allah muhafaza bir şey olsa tek başına bir tarafa kaçamayacağını bilmelerine rağmen camlarını taşlamaları için gönderenler, bahçemize çöplerini döküp duvarlarımıza ağza alınmayacak şeyleri yazanlar da Kürt komşularımız. Hangisi doğru? Ben şimdi ne düşüneyim? Kürtler iyi mi kötü mü?

      Aslında iyi veya kötü diye bir kavram yok. İnsanlığına sahip çıkan ve çıkamayan var. Allah tüm insanları farklı farklı yaratmış ama özümüzde hepimiz aynıyız. Sen de insansın, ben de insanım. Senin de elin kanadığında kanın kırmızı akar, benimki de. Senin sevdiğine bir şey olduğunda yüreğin kanar, benimki de. İnsan olmak demek Van’daki yardıma muhtaçlara ekmek parasını gönderen insanlara yanlış hesap numaraları vererek terör örgütünün kasasını beslemek değildir, insan olmak kendisi muhtaç olduğu halde tekerlekli sandalyesiyle biriktirdiği azıcık parasıyla battaniye alıp tüm yüreğiyle oradaki insanlara göndermektir.

      Ben inanıyorum ki bu terörü, kanı, acıyı dindirecek tek güç yine Kürt halkının kendisidir. İnsan olmasını bilen Kürt halkı kendi kendini ayağa kaldırmayı, üzerlerinde oynan bu oyunlardan kurtulmayı başaracaktır. Annesinin kınası daha parmağından çıkmamışken yatağında şehit edilen bir evladın cenazesini izlerken bir Kürt anne nasıl ki ” oh olsun ” diyemezse, üç evladının hayatını kurtarmak için kendini teröristin üzerine atarak onlarca kişiyi kurtaran bir annenin cenazesini izlerken başka bir etkik kökenli anne de ” oh olsun ” diyemez. Bizim dinimiz, ırkımız, etkin kökenimiz, şeklimiz şemalimiz ne olursa olsun, hepimiz insanız, hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Bizi bölüp yok etmeye çalışan düşmanlara verecek en güzel cevabımız bir olmak, bütün olmak, farklılıklarımızı kabul edip geleceğimizi kimsenin beklemediği kadar güçlü bir ülke yaratarak vermeliyiz.

      Kürt halkı yokluktan kurtulmak, daha güzel ve başarılı bir geleceğe uzanmak istiyorsa, bu kılıcının her iki tarafı da kestiğini, akan kanın sadece kardeş kanı olduğunu fark etmeli, beslediği yılanın başını yine kendisi ezmelidir. Mezar dediğin yere giderken kefenin cebine ne para alabilirsin, ne kurşun. Bir kellene günahlarını diğerine sevaplarını alır öyle gidersin. Sorduğunda sana ” Bu bebeyi niye öldürdün? ” diye o zaman diyebilecek misin ” İdeolojim emretti ” diye. Önce insan olmak gerek, insan olandan Allah bin kere razı olsun. Olamayan da sadece utansın…

      Dizi gönül isterdi ki çok daha ciddi, çok da seviyeli ve elindeki kaliteli oyuncuları daha iyi kullanacak bir yapım olsun. Ama propagandaya kurban gitmiş. Komutan gençmiş aslında ya 1978 doğumluymuş ama biraz daha olgun gösteriyor. Hele normal hayatta saçındaki beyaz tellerle daha da yaşlı gösteriyor. Ama hoş adam vallahi yakışıyor role. İstemeden de olsa çok ciddileştim yukarıda. Halbuki sadece dizinin tanıtımını yapmak istemiştim. Eğer aşırıya kaçtığımı düşünüyorsan özür dilerim şimdiden. Ben hiçbir zaman düşüncelerini kendine saklayan bir insan olmadım hiç. İnsanız, insanlar konuşa konuşa anlaşır 😉

  2. Lilith Brik

    Siyasi icerige girmeyecegim demistim (cunku ayni yerde durmadigimiz icin tartisma genellikle cok uzun suruyor) ama madem sen dalis yaptin ben de sadece bir iki cumle ile fikrimi belirteyim.
    Oncelikle,o etnik kokene sahip insanlar birden bire camlara pencerelere tas atar sekilde peydah olmadilar.Sikayetci oldugunuz bazi olay ve olgularin sebep ve sonuclari vardir.Bunlari ustun koru “zararlilar” diye gecistirmek cok dogru bir yargi olmaz.

    Van mevzusunda oyle bir iddia atildi ortaya ama kimse kanitlarini sunmadi ileri.Dolayisiyla iddiadan oteye gecemeyecek.

    Ucuncu paragraf icin cok fazla birsey demeyecegim.Yalnizca dedigin gibi bu karisikligin nedeni bir olmak,esit olmak.Butun savas bu yuzden cikti zaten.O “oh olsun” demeyecek annelerin basinda da Baris Anneleri geliyor…Her biri 5 evladini kaybetmis olsa bile baris diye bagirmaya devam edebiliyor…Bunu yapabilen “vatan sagolmasin,vatandas sagolsun” diyebilen sehit annesi sayisi oldukca azdir.Onlari da medya gostermiyor zaten.Guya halki askerlikten sogutuyorlar bilmem ne diye hop mahkemeye veriyorlar…

    Bebek oldurten ideolojiler asiri miliyetcilik ve dinciliktir.Bazen de satanizm :p …Kurt mucadelesi irkci bir mucadele degildir.Savasi da bebeklerle degil devletle veriyorlar.O yuzden basinda gordugunuz aslinda Halepce Katliami’na ait olan olu bebek fotograflarina itibar etmeyiniz.Diger fotograflar icin Ayhan Carkin adli ozel harekatcinin itiraflarina bir goz atin bence..

    Asiriya kacmadin.Ben batida yasayan bir Kurt olarak sizin konu hakkinda fikir ve goruslerinize alistim sayilir…Cok kizmam da.Cunku ulkenin dogusunda aslinda ne oldugunu tvler gazeteler gostermiyor.O halde onlarin soylediklerine inanmak mecburiyetinde kaliyorsunuz…Yalniz sunu eklemek istiyorum : Bloglarinizi okuyan her ideolojiden her durustan takipci var.Karsit bir durusla karsilastiginizda cok sasirip yadirgamayin.Onlar-ben yalnizca asya hakkinda bir kac haber okumak icin oraya/buraya gelmisizdir ve fakat boyle yazilarla da karsilasabiliyoruzdur.

    Duzgun uslubun icin tesekkurler bu arada ^_____^

    • 🙂 Ben dalış yapmadım sadece ufak da olsa bu konu hakkındaki düşüncelerimi belirtmek istedim. Dizinin tanıtımında da bu tür tartışmalar olmasın diye detaylara girmedim. Şunu belirtmek istiyorum biz batıdaki insanlar elbetteki doğudaki vatandaşın çektiklerini, uğradığı baskıyı, karşılaştığı zor durumları anlayamayız. Ancak ortada bir savaş olduğuna inanmak işte asıl savsata budur. Bir savaş ancak iki düşman arasında olur. Kürtler, Türkler, Lazlar, Çerkezler ve sayamayacağım kadar çok etnik kökenli insanımız bir savaş içinde değil şu anda. Devletimiz ile halkı arasında bir savaş yok. Savaş milletimizi bölmek isteyenlerle devletimiz arasında.

      Bunu istedikleri idelojik kılıflara sokabilirler. Ama parası kendi cebinden çıkmamış, emek vermemiş, hasar verdikleri bu insanların cam takacak parası olup olmamasını umursamadan evleri, işlerlerini taşlayarak, belki de o insanın ekmek parası olan arabaları ateşe vererek, belediye otobüslerinde sadece işine gitmeye çalışan sıradan insanların attıkları molotoflarla yanarak akıl almaz derecede acı içinde can vermesine neden olarak savaş yapılmaz. Böyle hiç bir şey savunulmaz. Bu tavırların
      hiçbir haklı nedeni de olamaz.

      ” Kürt ” kelimesinin ” terör ” kelimesiyle yan yana anılmaya başlamasının başlıca nedeni bu tür davranışlardır bana göre. Kendimden örnek vereyim yine, annem beyin ameliyatı olacağı gün sabah tren istasyonuna gittiğimde şok oldum. Çünkü bir grup çocuk, evet çocuk, istasyonu harabeye çevirmiş, camlar inmiş, trene hasar verilmiş, seferler durmuş. O an hissettiğim acıyı ve kızgınlığı hatırlıyorum. Devletle savaş bu mudur? O anda tek vesaitle kısa sürede annemin yanında olabilecekken sırf bu neden yüzünden üç vesait yapıp kılı kılına ameliyatına yetişmiştim. Orada böyle çaresizlikle kalakalan ben değil de bir Kürt kızı da olabilirdi. Etrafa saldırmanın, masum insanlara, onların mallarına zarar vermenin savunulacak bir yanı olamaz.

      Eğer sesini duyurmak, hak aramak istiyorsan demokrasiye baş vuracaksın. Zaten şu andaki durum gösteriyor ki terör örgütü uzun zamandır “devletle” verdiği savaşını artık “tek bir partiye” yöneltmiş durumdadır. Neden? Çünkü artık Kürt halkının sesini duyan, onlara hizmet getirmeye çalışan, hepimizi eşitlemek isteyen birileri var. Bu da yıllarca bu kanlı senaryolar üzerinden ekmek yiyenlerin elbette işine gelmeyecek. Onların istediği ne barış, ne de Kürt halkının iyiliği. Dış düşmanlarımız onları “bizim” ülkemizi karıştırsın, aramıza fitne soksunlar diye fişekleyip besliyor, yuvalıyor. Sanmayın ki onlar haklı bir dava savunuyor. Yol kesip otobüs içindeki insanları kurşuna dizerek, köy basıp kundak içindeki bebekleri vurarak, erzak vermeyi ret eden Kürt çobanı öldürerek, bombaları patladığında kaç Kürtü de beraberinde öldüreceğini düşünmeden yerleştirerek hak savunulmaz.

      Savaş sadece Vatan savunması için verilir. Yarın öbür gün adı belli yabancı ülkeler bize savaş açsa Kürtler kenara çekilip vatan topraklarını onlara hediye mi edecekler? Bize sadece buraları verin gerisi sizin olsun mu diyecekler? Düşmanların istediği aynen bu. Şair güzel demiş,

      ” Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı.
      Düşün altında binlerce kefensiz yatanı ”

      Toprak değildir kelimenin özü, bu vatandır. Bu vatan hepimizindir. Kürdüyle, Türküyle, Çerkeziyle, Lazıyla biz bir bütünüz. Bizim Kürt damatlarımız, gelinlerimiz var. Onların çocukları da. Ya onlar? Onlar kime, neye ve hangi ideolojiye ait olacaklar sizce? Onlar bu vatanın çocukları olacaklar. Önce vatan, sonra insan diyecekler. Böyle olması gerek. İnsan olduktan, insanlığına sahip çıktıktan sonra el taşa gittiğinde durur ve düşünür. Bu taş gidecek ama sonuçları ne olacak? Acıyı çekenin sadece kendi milleti olmadığını anladığında belki de artık o taşlar atılmayacak. Yaralar sarılacak, çok daha güçlü bir şekilde ayağa kalkılacak, artık anneler ağlamayacak, çocuklar öksüz, yetim kalmayacak, bu Cumhuriyet düşmanlarını çatlatırcasına güçlü bir şekilde geleceğe bakacak.

      Bizler bazı şeylere belki körü körüne inanıyoruzdur eminim ama unutmayın yalan sadece bize mahsus değildir. Sizde bazı şeylere körü körüne inanmayın. Bizler paylaşımda bulunarak birbirimizin doğrularını ve yanlışlarını öğrenebilecek akla, yeteneğe ve kuvvete sahip insanlarız. Allah’ım akıl dağıtırken Kürt, Türk ayırmamış. Burada Asya’ya yönelik yazılar yazıyorum ve takip edenleri süzgeçe tabii tutmuyorum. Herkes bloguma gelebilir, yazı yazabilir, düşüncelerini benimle paylaşabilir. Üslubunu koruyan, benimle sizin gibi gerçekten bir şeyler paylaşmak isteyen herkese kapım açıktır.

  3. nazenin

    ben de annem izlerken denk gelmiştim. tabi annnemler tekrarlarını da izlemeye kalkıştığında kumandayı almak farz olmuştu. dizi hakkında söylediğin herşeye katılıyorum. senaryo çok saçmalıyor bazen. 2 bölüm boyunca burunlarnın dbindeki çocuğu bulamadıkları bir bölümden sonra izlememe kararı aldım. öyl de bırakmıştım. ama ilgimi çeken bir kaç şey var ki bunlardan biri de komutan, ben bir de keskin nişancıya hastaydım. esmer olan. adını da hatırlamıyorum ama aklıma ilk gelen isim o.

    leyla hatuna gelirsek. dağlar da koşturup durması çok sinir bozucuydu. bi elin yüzün kirlensn be kızım. ne bileyim o saçların bi dağılsın da nerde olduğun belli olsun mesela.

    çok dah kaliteli bir şey ortaya çıkarabilirlerdi ama dediğin gibi ideoloji peşinde koşmaktan olsa gerek kaliteye falan bakmıyorlar. yorumuna söylediklerine de katılıyorum. fazla girmeyeceğim o konuya; sonuna kadar haklısın. karşımızdakinin insan olduğunu unutuyoruz hep. ne zaman hatırayacağız bilmiyorum. ve abi ki bu düşünce karşılıklı.

    arada Türk dizleri görmek çok güzl oldu bence. değişiklik iyi geldi. yap bunu ara ara. günününü takip etmesem de konularını biliyorum dizilerin. nedense bir bölüm izeyince bütün diziyi anlamş gibi oluyorum. bu arada hiç göz gezdirdin mi bilmiyorum ama Desperate housewifes ın uyarlamasına baktın mı hiç. umutsuz ev kadınları. hakkında yapılacak pk fazla bir yorum yok aslında. konular aynı, senaryo hafifleştirilmiş; ama senin yorumunu duymak isterdim. gerçi ben o diziyi takip edeceksem bu Serhat Tutumluer için olacaktır.
    Neyse lafı fazla uzatmayayım. konunun dışşına çıktım. yazı için teşekkürler. Evimi hatırladım şimdi. Annemi, babaannemi ve kardeşerimi:(

    • Sağol canım siz isteyin Türk dizilerini de tanıtayım. Aslında çoğunu düzenli olarak takip edemiyorum. Şefkat Tepe, Muhteşem Yüzyıl, Doktorlar, Akasya Durağı arada sırada göz attığım yapımlar. Umutsuz Ev Kadınları uyarlamasının sadece reklamı diziden fersah fersah uzak durmaya ikna etti beni. Abi uyarlayacaksan bari ülkemiz uygulanabilecek bir diziyi uyarla 😛 Bkz Doktorlar aka Greys Anatomy gibi. Uyarlama olarak şimdiye dek beğendiğim tek dizidir mesela Doktorlar. Belki bir dahaki sefere de bu diziyi tanıtırım. Hoş yayından kalktı ama olsun 😀 Bi de o keskin nişancının adı Şahin ben de pek beğenirim ama diğerlerinin yanında çok normal kalıyor ehehehe 🙂

  4. Lilith Brik

    Dedigim gibi : buraya ideolojik tartisma yapmaya gelmedim..Konu hakkindaki fikirlerinin hemen hicbirine katilmiyorum.Cunku yine sebep degil sonuca odaklanarak yapilmis yorumlara benziyor…

    Bir halk direnisinde kucuk hesaplar yapilmaz..Elbette cami kirildi diye uzulen de olacak,arabasi yandi diye uzulen de.Ama senin karsinda nerdeyse 100 yillik bir iskence,asimilasyon,katliam,ac birakma politikasina maruz kalmis bir topluluk var…Doguda bununla ilgili hikayesi olmayan bir tek kisi bulamazsin.Mutlaka herkesin bir yakini faili mechule kurban gitmistir,kendisi ya da yakini iskence gormustur devlet eliyle,koyu yakilmistir ya da goce zorlanmistir.Bu ulkede toplu mezarlar,icinde de masum insanlarin kemikleri var..Hem de en yenisi 10-15 yillik..Evet bunlarin hepsini rutbeli askerler,jandarmalar,polis,er,mit ve jitem yani devlet yapiyor… Ulkenin bir tarafi rahat rahat isine gucune giderken diger tarafi acliktan iskenceden kiriliyorsa o ulkede birseyler yanlis gidiyor demektir..Ha ulkenin iclerinde yoksulluk yok mu? elbette var.Ama bu konuda mucadele etmemeyi kendileri secmisse bu konuda kimse gik diyemez.
    Devlet bu cirkinligi baslattigi zaman ortada ne pkk vardi ne de abdullah ocalan.Eger konuyu dusunmek istiyorsaniz once burdan baslayin.Kurt isyanlari ne diye baslamis arastirin bence.Tabi ayni zamanda diger ukelerin azinlik sorunlarini ve hak mucadelerini arastirip hepsinin birbirine ne kadar benzedigini de arastirin.

    Benim icin vatanin hic bir onemi yok.Bir kitaya egemen olsam bile eni konu 80-90 m2 bir evde surdurecegim yasamimi.Bu mucadele toprak mucadelesi degil temel haklarin insan haklarinin mucadelesidir.Bunlar saglandigi surece hangi milletle hangi memlekette hangi iklim sartlarinda ne cesit bir toprak uzerinde yasadigimin onemi yok.Dunya topraklari uzerinde nufusu 45 milyona yaklasmis bir milletin kendi anadilinde egitim almaya,anadilinde tv seyretmeye,sarki soylemeye,kitap okumaya,tabelalara,faturalara,anonslara hakki vardir..Eger bunu hakettigini dusunen baska bir azinlik varsa bu toprak uzerinde,mucadele etmeye degerdir.Lazlar ve romanlar haklari icin mucadele etmeli kimliklerine ve dillerine sahip cikmalilar…Eger yapmazlarsa pek az bir zaman sonra son lazca ya da romanca konusan yasliyi kendi oz kulturleriyle beraber ebediyete ugurlarlar.Tabi bu bir tercih meselesi.Eger istemiyorlarsa isin sonunda sikayet etmeye halkari da olmaz.
    Son olarak sivillerin can guvenligini onemsiyorum,mal degil…molotofla ya da canli bombayla sivillere yapilan her eylemi haksiz goruyorum…(o diger bahsettigin koy araci taramalar,koyu yoketmeler ve bir cok bombali saldiri jitemin isidir.defalarca da kanitlanmistir.suan yargilamasi devam eden ozel harekatcilarin itiraflarina goz atmani oneriyorum tekrar.) orgut genclik insiyatiflerine mukkayet olmali boyle olaylardan sonra (molotof ve canli bomba) ozur dilemek zorunda kalmamali bence de..Ama bu hatalar hareketin toptan haksiz oldugu sonucuna goturmuyor tabi bizi.Cunku sistemli degiller..

  5. Zaten siz şu anda bir terör örgüte destek verdiğinizi açıklayarak durduğumuz noktayı ortaya koymuş bulunmaktasınız. Allah’ın verdiği canı ne için veya ne amaçla olursa olsun, eğer ki bu bir ” VATAN ” mücadelesi değil ise hak görmüyorum, görmem, görmeyeceğim. Bütün bu yazdığınız masallara acaba siz bizzat şahit mi oldunuz yoksa birileri çocukluğunuzdan beri size anlatarak hali hazırda beyninizi yıkadı mı? O taş atan çocuklar da aynen sizin gibi beyni yıkanıp sokağa salınıyor işte. Ondan sonra bir yerde bomba patlayıp çoluğuna çocuğuna bunları öğreten kişiler evlatsız kaldığında kalakalıyor. Ben ne beslemişim diye? Bu terör örgütüne maddi manevi destek olan herkes alınan her canda suçu olan kişilerdir. Hak belki bu dünyada sorulmaz, bu dünyasını umursamayan bir insan belki de öbür dünyasını da düşünmelidir. Al canı, can alanı destekle, bunun karşılıksız kalacağını mı sanıyorsunuz?

    Sorarım kim size kendi dilinizi kullanmayın dedi ki? Sokakta, evde, eğlencede her yerde Kürtçeyi zaten kullanıyorsunuz ve kimse size engel olmaya çalışmıyor. Üzerinizde bu tarz bir baskı varmış gibi davranmak biraz saçma olmuyor mu? Kürtçe eğitim isteniyorsa bakanlıklara istekler yazılır, değerlendirilir, gerek duyulursa okul açılır, açılmazsa tıpkı yabancı öğrenciler için açılan özel okullar gibi okullar da açılabilir. Çözüm üretmek isteyen için her türlü kapı açıktır. Ama bazı insanlar istediklerini şiddetle elde etmeye endekslenmiş. Halk direnişi? Neyin direnişi Allah’ını seversen? İstanbul’un göbeğinde kim kime hişşt demişte direnişini yapıyorlar? Kim kime Kürt diye laf etmişte direniş var? Hesab yapmazsın tabii bütün bunlar senin cebinden çıkmıyor ki? Bir evin ekmek teknesi yanıp kül olmuş ne önemi var? 13-15 yaşındaki çocuklar halk direnişinde ya alkış tutmak gerek, iyi ki yaktın arabamı, iyi ki öldürdün evladımı deyip bir de teşekkür etseydik bari.

    Terör örgütü 13-15 yaşındaki çocukları ortalığa salarak ne elde edebilir? Neyin direnişini yapabilir? Yapamaz, yapamıyorda zaten. Bırakın devleti artık işleri güçleri bir hükümet, bir parti oldu. Onu yıkmaya programlandılar çünkü Kürt halkına gerçekten istediklerini verecek kişilerin kimler olduğunu ve bunu kansız, acısız, bir bütün olarak halledebileceklerini öğrenmeye başladılar. Yükleniyor çünkü bir tane örgüt üyesi çıkıp da evlatları için can veren annenin evine taziye ziyaretine gidemez. Kürtler de Türkler ve diğer azınlıklar kadar özgür bir halk. Bütün bu safsataları sizin beyinlerinize sokanların kimler olduğunu oturup düşünmeniz gerek bence. Her yalanın içinde bir gerçeklik payı vardır. Buna ben de itiraz etmiyorum. Zaten eğer ufacık bir gerçeklik olmasaydı bir yalan bu kadar uzun sürmezdi. Ama eğer ki terör örgütü propagandasıan devam edecekseniz lütfen gidiniz. Herkese, her düşünceye saygım sonsuzdur katiller, caniler, şerefsizler dışında…

  6. Vito

    Yay for Kame!!! Onun sihieli güçleri bitmez!!!! 😀 Gerçekten doramanın yüzdelerinin iyi gidişatı beni sevindiriyor. Nobuta da ayrı bir sevinç. Acaba bir günlerde Gokusen II’yi de tekrar gösterirler mi…. 😀

    Sen Jin ile yapılmış on-line konuşmaya katıldın mı???

    • Bakarsın gösterirler belli olmaz ama kanal sanırım şu anda daha çok Kame’nin başrolde olduğu dizilere odaklanmış durumda gibi. Bence One Poud Gospel bir kere daha gösterilmeyi hak ediyor. Ben katılmadım sadece seyrettim. Zaten görüntünün geriden geriden gelmesi bir yerden sonra insanın sinirlerini bozuyor 😛

  7. Vito

    Neden benim komentim buraya gelmiş…???? Ben en son yazılmış Uzak Doğu Posta -18 için yazmılım bunu…..

    • Büyük ihtimalle yazının içine girmeden comment attığın için böyle oluyor. Önce yazının başlığını tıklayarak içine gir sonra o yazının commentine ekle yorumunu 😉

  8. salak naza canım kordon tabutçu aslan doktor fıstık aslı arap şahin adamım canamım içi üsteymen serdar mert mert kılıç

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.